geciktirmek

listen to the pronunciation of geciktirmek
التركية - الإنجليزية
retard
delay

Fadil found another excuse to delay the wedding. - Fadıl nikahı geciktirmek için başka bir mazeret buldu.

(Dilbilim) hang back
reprieve
detain
belate
put off
laten
put
postpone
keep back
hold up
stall off
impede
set back
sidetrack
stave off
procrastinate
put back
to delay, to postpone, to retard, to hold off sth, to hold sth up
(Hukuk) to defer
to delay, make late
adjourn
stall
stay
throw back
buy time
hold off
delaying
to delay
geciktirme
procrastination
geciktirme
retard
geciktirme
dilatory
geciktirme
retarding
geciktirme
detaining
geciktirme
cease
geciktirme
remora
geciktirme
detain
geciktirme
reprieve
geciktirme
(Ticaret) prolongation
gecik
{f} lagging
gecik
{f} lag

Employment continued to lag. - İş gecikmeye devam etti.

How can I fix the lag? - Gecikmeyi nasıl düzeltebilirim?

gecik
{f} delay

The weather will delay the start of the race. - Hava yarışın başlamasını geciktirecek.

We need to avoid any further delays. - Başka gecikmelerden kaçınmalıyız.

geciktirme
retardation
geciktirme
dilatoriness
geciktirme
delaying
geciktirme
impediment
geciktirme
delay

Fadil found another excuse to delay the wedding. - Fadıl nikahı geciktirmek için başka bir mazeret buldu.

Hopefully they don't delay my flight like the others. - Umarım onlar diğerleri gibi uçuşumu geciktirmezler.

geciktirme
postponement
geciktirme
postponement, retardation
geciktirme
adjournment
التركية - التركية
Gecikmesine sebep olmak, tehir etmek
(Osmanlı Dönemi) TA'LİK
Geciktirme
tehir
geciktirme
Geciktirmek işi, tehir