gebinde

listen to the pronunciation of gebinde
ألمانية - التركية
[das] demet¡
الإنجليزية - التركية

تعريف gebinde في الإنجليزية التركية القاموس.

bunch
{i} demet

Tom silahını garajdaki bir demet yağlı paçavranın altına sakladı. - Tom hid the gun under a bunch of oily rags in his garage.

Tom Uluslararası Kadınlar Günü için Mary'ye bir demet gül getirdi, ama o bunu yersiz buldu. - Tom brought a bunch of roses for Mary for International Women's Day, but she found it inappropriate.

bunch
salkım

Markette meyve için üç elma ve iki salkım üzüm aldım. - I bought three apples and two bunches of grapes for dessert at the market.

Tom bir salkım üzüm aldı ve onları yedim. - Tom bought a bunch of grapes and I ate them.

bunch
türküm
bunch
bir araya toplamak
bunch
{f} topla
bunch
bir araya toplanmak
bunch
{f} toplanmak
bunch
demet yapmak
bunch
{i} hevenk
bunch
{i} çete

Ikinci el araba satıcısı adamlar tanınmış bir çetedir. - Used car salesmen are a disreputable bunch.

bunch
bunchflower i
bunch
heve
bunch
{f} demet yap
bunch
{i} grup, takım
bunch
{i} deste
bunch
yabani çörek otu