You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas.
- Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir.
This substance is in gaseous state.
- Bu madde, gaz halindedir.
Steam is water changed to a gaseous form by the application of heat. It may be either saturated, superheated, dry or wet.
- Buhar ısı uygulanmasıyla bir gaz formuna dönüştürülebilir sudur. Bu da, ya doymuş, kızdırılmış, kuru ya da ıslak olabilir.
Potatoes give me wind.
- Patatesler bana gaz yapar.
He's only winding you up.
- O sadece seni gaza getiriyor.
Try not to inhale the fumes.
- Gazı teneffüs etmemeye çalışın.
Have you ever got in your car after a long absence and got the brake mixed up with the accelerator?
- Sen hiç uzun bir aradan sonra arabana bindin mi ve frenle gazı karıştırdın mı?
I stepped carefully on the accelerator.
- Gaz pedalına dikkatlice bastım.
Tom went out to buy kerosene for his stove.
- Tom sobasına gazyağı almak için dışarıya çıktı.
I warned little Mary to leave the kerosene heater alone.
- Küçük Mary'yi gazyağı ısıtıcısına dokunmaması için uyardım.
Try not to inhale the fumes.
- Gazı teneffüs etmemeye çalışın.
Air is a mixture of gases.
- Hava gazların karışımıdır.
Air is a mixture of gases that we cannot see.
- Hava bizim göremediğimiz gazların karışımından oluşuyor.
Hydropower is a renewable resource, but oil, coal and natural gas are not.
- Hidroelektrik yenilenebilir bir kaynaktır ama petrol, kömür ve doğal gaz değil.
It is always dark beneath the oil lamp.
- Gaz lambasının altı her zaman karanlıktır.
The newspaper began to lose readers when it dispensed with one of its most popular writers.
- En popüler yazarlarından biri bırakınca gazete okuyucu kaybetmeye başladı.
Fizzy water isn't very popular in America.
- Gazlı su Amerika'da çok popüler değil.