Çalışanların alışkanlıklarından biri sarhoş olmak ve ertesi güne kadar sefil hayatlarını unutmak için iş gününün sonunda bir barda ya da restoranda toplanmaktır.
- One of the employees' habits is to gather in some bar or restaurant at the end of the workday to get drunk and forget their miserable life until the next day.
İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.
- The workers like to gather in a pub where they can let their hair down.
Bir birahane bira içmek için popüler bir toplanma yeridir.
- A pub is a popular gathering place in which to drink beer.
Bilgi toplamak, gezinin temellerinden biridir.
- Gathering information is one of the essentials of travel.
Çilek toplamak için gittik.
- We went to gather strawberries.
O, çocuklarını kendi etrafına topladı.
- He gathered his children around him.
Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
- Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
Krumkake ve Lefse bizim aile toplantılarında popülerdir.
- Krumkake and lefse are popular at our family gatherings.
Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
- We had to postpone the gathering because of rain.
Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.
- A crowd was gathering around him.
Tom aile toplantılarını fazla sevmiyor.
- Tom doesn't enjoy family gatherings very much.
Tom sonunda Mary'nin onun ihtiyacı olan parayı ona ödünç vermesini isteme cesaretini topladı.
- Tom finally mustered up the courage to ask Mary to lend him the money he needed.
Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.
- Tom finally mustered up the courage to ask Mary out.
Distinction between gathering and agriculture.
Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.
- A crowd was gathering around him.
Ofis binamızın dışında toplanan büyük bir kalabalık var gibi görünüyor.
- There seems to be a big crowd gathering outside our office building.
Sincap fındık toplamayla meşguldü.
- The squirrel was busy gathering nuts.
Japon öğrencilerin bilgi toplamada çok iyi olduklarını düşünüyorum.
- I think that Japanese students are very good at gathering knowledge.
McGuire took the two of them out to Kidman's Bore on the Sylvester River where about two dozen stockmen from different stations had gathered to tend the muster along the edge of the Simpson Desert.
If you want to emphasise the shape, it is possible to gather the waistline.
Salt water can help boils to gather and then burst.
I gather from Aunty May that you had a good day at the match.
People gathered round as he began to tell his story.
This gathering machine forms the backbone of a bookbinding operation.
A gathering of fruit.
I met her at a gathering of engineers and scientists.
... Like clouds of interstellar dust gathering in material to form stars, ...
... in news gathering and do invest ...