güneşli

listen to the pronunciation of güneşli
التركية - الإنجليزية
sunny

I don't suppose it's going to be sunny. - Ben, güneşli olacağını sanmıyorum.

It was raining when we left, but by the time we arrived, it was sunny. - Biz ayrıldığımızda yağmur yağıyordu, fakat vardığımızda hava güneşliydi.

bathed in sunlight
sunny, sunlit (place)
sunlit

As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night. - Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.

The gibbous moon appears to grow fatter each night until we see the full sunlit face of the Moon. We call this phase the full moon. - Kambur ay biz ayın tam güneşli yüzünü görene kadar her gece şişmanlıyor gibi görünür. Biz bu faza dolunay diyoruz.

sunny, clear (weather)
sunny, sunlit
sunshiny
sunnier
güneşli ama rüzgârdan korunmuş yer
suntrap
güneşli havada yağan yağmur
sun shower
güneşli taraf
sunny side
güneşli tatil beldesi
sun spot
burası çok güneşli
It's too sunny here
hava güneşli
It's sunny
yarın güneşli bir gün olacak
It will be sunny tomorrow
التركية - التركية
güneşli
المفضلات