تعريف günü في التركية الإنجليزية القاموس.
- envy, jealousy, covetousness, grudge kıskançlık, çekememezlik, haset
- jealous
- grudge
- (Bilgisayar) months
Most months have 30 or 31 days.
- Çoğu ayların 30 ya da 31 günü vardır.
- covetousness
- envy
- jealousy
- gün
- day
Rome was not built in a day.
- Roma bir gün içinde kurulmamıştır.
And I will raise it again in three days.
- Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
- iş günü
- workday
How many workdays are there this month?
- Bu ay kaç tane iş günü var.
Sunday is not a workday for me.
- Pazar benim için bir iş günü değil.
- iş günü
- Weekday
- ödeme günü
- payday
- günü gelmek
- to fall due
- günü geçmek
- (for a woman's period) to be late
- günü geçmiş
- overdue
- günü geçmiş
- out of date
- günü geçmiş nüsha
- back issue
- günü gününe
- to the very day
- günü gününe
- to a day
- günü gününe
- 1. day by day. 2. to the very day
- günü gününe uymamak
- to be capricious, be fickle
- günü gününe uymayan tip
- a man of moods
- günü kurtarmak
- save the day
- günü yetmek
- 1. (for something) to fall due, be due. 2. (for one's last hour) to be at hand. 3. (for a woman) to fill up her term of pregnancy
- gümrük Etik Günü
- (Ticaret) customs Ethics Day
- güneş günü
- solar day
- güneş günü astr
- solar day
- doğum günü
- birthday
Tomorrow's my birthday.
- Yarın benim doğum günüm.
Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday.
- Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.
- gün
- day, days, time, times, period
- yaş günü
- birthday
Tom celebrated his twentieth birthday last week.
- Tom geçen hafta yirminci yaş gününü kutladı.
Today is my little brother's twenty-second birthday.
- Bugün küçük erkek kardeşimin yirmi ikinci yaş günü.
- sevgililer günü
- valentine day
- sevgililer günü
- valentines day
Buying jewelry for Valentines Day gifts is difficult.
- Sevgililer günü hediyeleri için mücevher satın almak zordur.
- 8 mart dünya kadınlar günü
- international women's day is celebrated on March 8 every year
- bayram günü
- holiday
- bayram günü
- feast day
- bayram günü
- a bairam day
- beyan günü
- (Ticaret) declaration day
- bilgilendirme günü
- information day
- cumartesi günü
- the sabbath
- gün
- happy days, better times, days of happiness
- gün
- sunlight
Sunlight brightens the room.
- Güneş ışığı odayı aydınlatıyor.
Don't expose this chemical to direct sunlight.
- Kimyasal maddeyi doğrudan güneş ışığına maruz bırakma.
- gün
- present
Tom never fails to send a birthday present to his father.
- Tom babasına doğum günü hediyesi göndermekten geri kalmaz.
I would like to give him a present for his birthday.
- Ona doğum günü için bir hediye vermek istiyorum.
- gün
- today
As everyone knows, today is a very significant day for us.
- Herkesin bildiği gibi, bugün bizim için çok anlamlı bir gündür.
In Germany today, anti-violence rallies took place in several cities, including one near Hamburg where three Turks were killed in an arson attack on Monday.
- Bugün Almanya'da, Pazartesi günü kundaklamada üç Türk'ün öldürüldüğü Hamburg'un yakınında bir yer de dahil birçok şehirde şiddet karşıtı mitingler gerçekleşti.
- gün
- (Bilgisayar) on
- gün
- sunshine
This room doesn't get much sunshine.
- Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
Sunshine is beneficial to plants.
- Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.
- gün
- time
These medicines should be taken three times a day.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.
How many times does the bus run each day?
- Otobüs her gün kaç kez çalışır?
- hafta günü
- workday
- hesap günü
- (Ticaret) name day
- hüküm günü
- judgement day
- hüküm günü
- doomsday
- karar günü
- doomsday
- kira günü
- rental day
- pazar (günü)
- sunday
- pazar günü
- domingo
- pazar günü
- dominicus
- pazar günü
- the lord's day
- sevgililer günü
- valentine's day
- tatil günü
- holiday
- vade günü
- (Kanun) due date
- yortu günü
- holiday
- ödeme günü
- (Ticaret) day of payment
- gün
- special day, feast day
- gün
- date (a given point of time)
- gün
- day, time
- gün
- (Latin) dies
Sami will maintain his innocence until the day he dies.
- Sami masumiyetini öldüğü güne kadar sürdürecek.
- ahiret günü
- Judgement Day
- anneler günü
- Mothers' Day
- aşure günü
- asure day
- babalar günü
- Fathers' Day
- babalar günü
- Father's Day
- cumartesi günü
- on Saturday
- doğum günü partisi
- birthday party
- düğünün ertesi günü verilen yemek
- The day after the wedding dinner
- gün
- a woman's at-home day
- gün
- the day
- gün
- on the day
- gün
- day a
- gün
- by the day
- haftanın ilk günü; genellikle pazartesi
- The first day of the week, usually Mondays
- kandil günü
- the day preceding a kandil gecesi
- sevgililer günü
- St. Valentine's Day, Lovers' Day
- temizlik günü
- cleaning day
- yaz günü
- summer day
- öğretmenler günü
- Teachers' Day
- şükran günü
- Thanksgiving day
- şükran günü
- Thanksgiving Day, Thanksgiving
- Allahın günü
- every single day, every darn day (said in exasperation or impatience)
- Allahın günü
- every darn day
- Allahın her günü
- day in day out
- Amerika birleşik devletlerine katılma günü
- Admission day
- Anma günü
- Decoration Day
- Anma günü
- Remembrance Day
- Anneler günü
- Mother's Day
- Anısını kutlama günü
- Memorial Day
- Avrupa günü
- (Hukuk) European day
- Ağaç dikme günü
- Bird Day
- Ağaç dikme günü
- Arbor Day
- Bağımsızlık günü
- Independence Day
- Beş kasım günü
- Guy Fawkes day
- Büyük perhizin başlangıcı olan salı günü
- Shrove Tuesday
- C-günü'nde, konuşlanma harekatının başladığı veya başlamak üzere olduğu belirli
- (Askeri) specific hour on C-day at which a deployment operation commences or is to commence
- C-günü: Yığınak (deployment) harekatının başladığı veya başlayacağı isimsiz günü
- (Askeri) unnamed day on which a deployment operation begins
- D günü: Belirli bir harekatın başladığı ya da başlayacağı gün (NATO)
- (Askeri) unnamed day on which operations commence or are scheduled to commence
- Guy fawkes'in yakalanış günü
- Guy Fawkes day
- Hristiyanlarda pazar günü
- Sabbath
- Kıyamet günü
- Judgment Day
- Kıyamet günü
- the Day of Judgment
- Kıyamet günü
- Last Judgment
- Noel günü
- Christmas day
She left on Christmas Day.
- O, Noel Günü ayrıldı.
The post office is closed on Christmas day and mail will not be delivered.
- Postane Noel günü kapalı ve posta teslim edilmeyecek.
- Normandiya'ya asker çıkarma günü
- D-day
- Pazar günü
- lord's day
- Sevgililer günü
- St. Valentine's day
- Sevgililer günü
- V day
- Tanrı'nın günü
- every blessed day
- Tövbe günü
- Day of Atonement
- Tüm ruhlar günü
- All Souls' day
- W-günü harp için hazırlanmak üzere alınan düşmanca bir karardır
- (Askeri) declared by the NCA, W-day is associated with an adversary decision to prepare for war - NCA tarafından ilan edilir
- Yahudilerde cumartesi günü
- Sabbath
- Yardım toplama günü
- flag day
- aday belirleme günü
- nomination day
- ana baba günü
- pandemonium, tumult a dangerous or frightening commotion
- ana baba günü
- doomsday, tumult
- ana baba günü
- Babel
- arife günü
- the day before a religious holiday
- ateşkes günü
- 1918
- ateşkes günü
- Armistice Day
- ateşkes günü
- anniversary of the end of World War I November 11
- ayın günü
- (Askeri) day of month
- bayram günü
- 1. a Bairam day. 2. on a Bairam day
- bir mayıs günü
- Mayday
- bitim günü
- (Latin) dies ad quern
- boşaltma günü
- (Askeri) off-load day
- cadılar günü
- witches' sabbath
- cevap günü
- (Ticaret) option day
- cuma günü
- on Friday
- cuma günü ayrılıyorum
- I am leaving on Friday
- cumartesi günü ayrılıyorum
- I am leaving on Saturday
- cumartesi günü gibi
- saturdayish
- derdi günü
- one's special thought
- derdi günü
- one's obsession
- derti günü
- his special thought, his obsession
- dini tatil günü
- Sabbath
- dini tatil günü çalışan kimse
- Sabbathbreaker
- dini tatil günü çalışmak
- break the Sabbath
- dini tatil günü çalışmamak
- keep the sabbath
- dini tatil günü çalışmayan kimse
- sabbathkeeper
- diploma töreni günü
- speech day
- diploma töreni günü
- degree day
- düğün günü
- wedding day
- edinme günü
- (Ticaret) date of acquisiton
- erken başlama günü
- early start time
- erken bitirme günü
- earl finish time
- evlenme günü
- wedding day
- gün
- daytime, day
- gün
- day; sun; sunlight, sunshine; daytime; today, present; time; age, period; good times; date; at-home day
- gün
- daylight, sunlight
- gün
- (Hukuk) date
Date of last revision of this page: 2010-11-03
- Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03
That textbook is out of date.
- O ders kitabı güncel değil.
- gün
- sun
What a beautiful sunset!
- Ne güzel bir günbatımı!
You don't go to school on Sunday, do you?
- Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?
- gün
- bee
I regret having been idle in my school days.
- Okul günlerimde aylak olduğum için pişmanım.
There is nothing like a glass of beer after a whole day's work.
- Bir tam günlük çalışmadan sonra bir bardak bira gibi bir şey yoktur.
- havale günü
- transfer day
- her Allahın günü
- every blessed day
- hesap günü
- doomsday
- hesaplaşma günü
- day of settlement
- hesaplaşma günü
- day of reckoning
- hesaplaşma günü
- settling day
- ihracat günü ve yeri
- place and date of issue
- ihtiyarın düşkünü, beyaz giyer kış günü
- (Atasözü) 1. Poor people wear whatever they can find. 2. When a person falls from power he is ridiculed by others
- imza günü
- signature day
- izin günü
- off-day
- izin günü
- rest day
- izin günü
- day off
Tomorrow is her day off.
- Yarın onun izin günü.
Tomorrow's my day off.
- Yarın benim izin günüm.
- iş günü
- working day
Today is a working day.
- Bugün bir iş günüdür.
- iş günü
- daytime
- iş günü
- işgünü
- iş günü gibi tatil
- busman's holiday
- işletme hesap dönemi son günü
- settlement day
- kabul günü
- at home
- kabul günü
- visiting day
- kabul günü
- 1. day when a lady is at home to receive her friends. 2. at-home, informal party given at one's home
- kandil günü the day preceding
- a kandil gecesi
- kapanış günü
- closing date
- kıyamet günü
- doomsday
- kıyamet günü
- day of reckoning
- kıyamet günü
- the day of wrath
- kıyamet günü
- doomsday, Judgement Day, the Day of Judgement, the Last Judgement
- kıyamet günü
- day of doom
- kıyamet günü
- crack of doom
- maaş günü
- payday
- mahkeme günü
- calendar
- mahkeme günü
- trial day
- mahkeme oturum günü
- (Kanun) judicial day
- mahsup günü
- (Ticaret) account day
- mahşer günü
- the last day
- mahşer günü
- the Day of Judgment
- manevra günü
- field day
- marjinal destek günü; seyyar emniyet tümeni
- (Askeri) marginal support date; mobile security division
- mezunlar günü
- class reunion
- mezunlar günü
- home coming
- miraçtan önceki pazar günü
- rogation sunday
- nikah günü
- wedding day
- nüfus sayım günü
- census day
- okul günü
- school day
- opsiyon günü
- (Ticaret) option day
- organizasyon günü
- (Askeri) organization date
- oruç günü
- fast day
- oruç günü
- (katolik) day of abstinence
- pazar günü
- Sunday
I usually spend the whole day idly on Sunday.
- Genellikle pazar günü bütün günü boş boş geçiririm.
I don't know if he will visit us next Sunday.
- Önümüzdeki pazar günü bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum.
- pazar günü
- dominical day
- pazar günü ayrılıyorum
- I am leaving on Sunday
- pazartesi günü
- on monday
- pazartesi günü ayrılıyorum
- I am leaving on Monday
- perhiz günü
- fast day
- perşembe günü ayrılıyorum
- I am leaving on Thursday
- planlanmış durma veya duraksama günü
- (Askeri) planned inactivation or discontinued date
- repor işlemi günü
- (Ticaret) contango day
- roma takviminde ayın ilk günü
- kalends
- roma takviminde ayın ilk günü
- calends
- salı günü ayrılıyorum
- I am leaving on Tuesday
- seferberlik günü
- mobilization day
- seferberlik günü (kuvvetlerin seferberliğinin başladığı adlandırılmamış gün)
- (Askeri) mobilization day (unnamed day on which mobilization of forces begins)
- sevgililer günü hediyesi
- valentine