gülmeli

listen to the pronunciation of gülmeli
التركية - الإنجليزية
comical
Originally, relating to comedy

It was a comical performance.

Being laughable, ridiculous

What a comical error!.

Being funny, whimsically amusing

The tutor cruelly excelled in comical scoldings.

{a} diverting, merry, droll, queer, odd
{s} funny, amusing, humorous
funny
being funny
being ridiculous
Relating to comedy
Exciting mirth; droll; laughable; as, a comical story
If you describe something as comical, you mean that it makes you want to laugh because it seems funny or silly. Her expression is almost comical Events took a comical turn. = funny + comically comi·cal·ly She raised her eyebrows comically. behaviour or situations that are comical are funny in a strange or unexpected way
arousing or provoking laughter; "an amusing film with a steady stream of pranks and pratfalls"; "an amusing fellow"; "a comic hat"; "a comical look of surprise"; "funny stories that made everybody laugh"; "a very funny writer"; "it would have been laughable if it hadn't hurt so much"; "a mirthful experience"; "risible courtroom antics"
gül
{i} rose

The gardener planted a rose tree in the middle of the garden. - Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.

The rose is a flower and the dove is a bird. - Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.

gül
rosaceous
gül
rose window
gül
have a smile
gül
laugh at

A teacher should never laugh at his students' mistakes. - Bir öğretmen öğrencilerinin hatalarına asla gülmemeli.

We must not laugh at the poor. - Fakirlere gülmemeliyiz.

gül
{f} laughing

I could not help laughing when I saw him. - Onu gördüğümde gülmekten kendimi alamadım.

I could hardly resist laughing. - Gülmeye karşı koyamadım.

gül
laugh#at
gül
rose; rose window gülpencere
gül
rose-shaped, rose
gül
(Tabiat Doğa) (bitki, Fam: çitsarmaşığıgiller) rose
gül
{f} laugh

His jokes made us laugh. - Esprileriyle bizi güldürdü.

Speak of the next year, and the devil will laugh. - Gelecek yıldan bahsedersen şeytan güler.

التركية - التركية

تعريف gülmeli في التركية التركية القاموس.

Gül
verda
GÜL
(Osmanlı Dönemi) f. Küçük ve dikenli bir ağaçta olup şeklinin ve kokusunun güzelliği ile meşhurdur. Şairlere göre bülbülün sevgilisidir. Pek çok cinsi vardır
Gül
(Osmanlı Dönemi) TAYF
Gül
(Osmanlı Dönemi) RİMDİDA'
Gül
(Osmanlı Dönemi) İSPERGAM
Gül
(Osmanlı Dönemi) SEMAD
Gül
(Osmanlı Dönemi) EZMEL
Gül
(Osmanlı Dönemi) CÜLL
gül
özellikle Gotik üslupta yapılmış olan kiliselerde bulunan, taş tirizler ve süslerle parçalara bölünmüş, yuvarlak pencerelere verilen ad
gül
Bu bitkinin katmerli, genellikle kokulu olan çiçeği
gül
Rosa olarak tanımlanan bir süs bitkisi ve aynı adı taşıyan çiçeği
gül
Gülgillerin örnek bitkisi (Rosa)
gülmeli
المفضلات