I am good at raising roses.
- Gül yetiştirmekte iyiyim.
The rose is a flower and the dove is a bird.
- Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.
Goodbye! When you have more time, come back and play!
- Güle güle! Daha fazla zamana sahip olduğunda, geri gel ve oyna!
You didn't even say goodbye.
- Güle güle bile demedin.
You didn't even say goodbye.
- Güle güle bile demedin.
Goodbye and good luck.
- Güle güle ve iyi şanslar.
It is rude to laugh at others.
- Diğerlerine gülmek kabalıktır.
A teacher should never laugh at his students' mistakes.
- Bir öğretmen öğrencilerinin hatalarına asla gülmemeli.
I could not help laughing when I saw him.
- Onu gördüğümde gülmekten kendimi alamadım.
I could hardly resist laughing.
- Gülmeye karşı koyamadım.
I don't know whether to cry or to laugh.
- Ağlasam mı yoksa gülsem mi bilmiyorum.
They laughed the speaker down.
- Onlar spikeri gülerek susturdular.