تعريف gövde في التركية الإنجليزية القاموس.
- trunk
The two squirrels chased each other around the trunk of a large tree.
-İki sincap büyük bir ağacın gövdesinin etrafında birbirini kovaladı.
I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.
-O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.
- body
A dachshund is a dog from Germany with a very long body and short legs.
-Bir dachshund uzun gövdesi ve kısa bacakları olan bir Alman köpeğidir.
His impressive body of work made him a leader in scientific research.
-Onun etkileyici iş gövdesi onu bilimsel araştırmada bir lider yaptı.
- carcass
- carcase
- (ağaç vb.) stock
- dressed carcass (of an animal)
- body, trunk (of animals, trees)
- hull
They scraped barnacles off the hull of the ship.
-Geminin gövdesinden kaya midyelerini sıyırdılar.
- housing
- ground form
- gram. theme, stem
- (uçak) former
- body; (ağaç) trunk, stem; fuselage; hull
- (direk vb.) shank
- body, trunk, torso, bulk (of a person)
- fuselage (of an airplane)
- body, the main part of anything
- stem
- shaft
- (İnşaat) bisque
- drum
- frustum
- (Avcılık) flat
- (Tarım) stock
- cover
- bulk
- frame
- {i} stalk
- casing
- (Tıp) torso
Sami sent Layla photos of his torso.
-Sami gövdesinin fotoğraflarını Leyla'ya gönderdi.
- somato
- soma
- shank
- gövde akışı ölçer
- (Çevre) Stemflow meter
- gövde çürüğü
- (Botanik, Bitkibilim) Stem rot
- gövde deposu
- belly tank
- gövde gösterisi
- public demonstration, mass meeting (to show strength)
- gövde gösterisi
- show of strength
- gövde heykeli
- sculpture torso
- gövde merkezli
- body-centred
- gövde üstü suya iniş
- belly landing
- gövde üstü suya iniş
- (uçak) belly-flop
- gövde üzerine iniş
- belly landing
- gövde üzerine inmek
- (uçak) pancake
- ana gövde
- chassis
- arka gövde
- (Otomotiv) rear housing
- blok gövde
- (Bilgisayar) blockbody
- bütün gövde
- (Otomotiv) body complete
- dolu gövde
- (Muzik) solid body
- esnek gövde
- elastic body
- kayıcı gövde
- sliding block
- kolsuz ve başsız gövde
- torso
- koltuk gövde altı kaportası
- belly fairing
- kök gövde
- root stock
- merkez gövde girişi
- (Havacılık) center body intake
- merkez gövde nozulu
- (Havacılık) center body nozzle
- monokok gövde
- monocoque fuselage
- oluklu gövde
- fluted web
- primer gövde
- (Botanik, Bitkibilim) primary stem
- rotil gövde yüzeyi
- (Otomotiv) ball joint housing surface
- torpido gövde
- torpedo body
- üst gövde
- coachwork
المصطلحات ذات الصلة
تعريف gövde في التركية التركية القاموس.
- Hayvanlarda baş, ayak ve kuyruktan, ağaçlarda kök ve dallardan geri kalan bölüm
- Bir şeyin asıl toplu bölümü
- Kesilmiş hayvanın, sakatatları alındıktan sonraki durumu
- Köklere yapım eklerinin getirilmesiyle ortaya çıkan türev
- Kesilmiş hayvanın etinin bütünü
- İnsan bedeni
- korpus
- gövde gösterisi
- Aynı amaçta birleşenlerin güçlerini göstermek için büyük bir kalabalıkla yaptıkları gösteri
- sarılgan gövde
- Tutunup sarılmaya yarayan uzun sürgün