Showing your real feelings is not considered a virtue in Japan.
- Gerçek duygularını göstermek Japonya'da bir erdem olarak düşünülmemektedir.
Tom is afraid of showing his feelings.
- Tom duygularını göstermekten korkuyor.
Dan began displaying symptoms of Alzheimer's.
- Dan, Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.
She didn't display any type of emotion.
- O herhangi tipte heyecan göstermedi.
Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
You must show your passport.
- Pasaportunuzu göstermelisiniz.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
I want to show you a spectacular view.
- Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.
He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
- O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
- Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
- Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
He probably meant that people only go to demonstrations to show themselves and not to protest.
- Muhtemelen insanların gösterilere protesto etmek için değil, sadece kendilerini göstermek için gittiklerini demek istiyor.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
Dan began displaying symptoms of Alzheimer's.
- Dan, Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.
Tom brought some pictures to show the class.
- Tom sınıfa göstermek için bazı resimler getirdi.
Tom has something he can't wait to show you.
- Tom'un sana göstermek için bekleyemediği bir şeyi var.
You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
- Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
Would you demonstrate the next problem at the board?
- Bir sonraki problemi tahtada göstermek ister misin?
Our surveys indicate that the public would support the proposed legislation.
- Bizim anketler halkın önerilen yasayı destekleyeceğini göstermektedir.
In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
- İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
It is not socially acceptable to point at people.
- İnsanları parmakla göstermek toplumsal açıdan kabul edilebilir bir şey değildir.
It's not polite to point at others.
- Başkalarını göstermek kabalıktır.
I showed her my room.
- Ona kendi odamı gösterdim.
Will you show me the picture?
- Bana resmi gösterir misin?
My friend doctored his ID to make it look like he was 18.
- Arkadaşım 18'indeymiş gibi göstermek için kimliğinde oynama yaptı.
She wears high heels to make herself look taller.
- O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
Police failed to produce physical evidence.
- Polis fiziksel kanıt göstermekte başarısız oldu.
The teacher put a mark next to his name to show that he was absent.
- Öğretmen onun yok olduğunu göstermek için onun adının yanına bir işaret koydu.
Show me another camera.
- Bana başka bir kamera göster.
Please show me your picture.
- Lütfen bana resmini göster.
The compass points to the north.
- Pusula kuzeyi gösterir.
Tom pointed out Mary's mistakes.
- Tom Mary'ye hatalarını gösterdi.
The teacher will illustrate how to do it.
- Öğretmen onun nasıl yapılacağını gösterecek.
This chart illustrates the function of ozone layer.
- Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
I want to show you a spectacular view.
- Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.
Open an image and select an image layout. Click Open for opening an image. Click Quit for quitting the program. Image Layout feature allows you to view in any layout.
- Bir resim açın ve bir resim düzeni seçin. Bir resim açmak için Aça tıklatın. Programdan çıkmak için Çıkışı tıklatın. Resim Düzeni özelliği herhangi bir düzende göstermenize olanak tanır.
Recent studies suggest that this is not the case.
- Son zamanlarda yapılan araştırmalar davanın bu olmadığını göstermektedir.
His accent suggests he is a foreigner.
- Aksanı onun bir yabancı olduğunu göstermektedir.
In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
- İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting.
- O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.
Tom promised to show me how to do it.
- Tom onu nasıl yaptığını bana göstermek için söz verdi.
It's rude to point at people.
- İnsanları parmakla göstermek kabalıktır.
It's not polite to point at others.
- Başkalarını göstermek kabalıktır.
He was eager to show off his new bicycle to his friends.
- O, yeni bisikletini arkadaşlarına göstermek için istekliydi.
Don't you think this is a good opportunity to show off your talents?
- Bunun yeteneklerini göstermek için iyi bir fırsat olduğunu düşünmüyor musunuz?
The chart illustrates how the body works.
- Tablo vücudun nasıl çalıştığını göstermektedir.
I will give you a good example to illustrate what I mean.
- Ne demek istediğimi göstermek için size güzel bir örnek vereceğim.
The Panama Papers show how a Panamanian law firm helped its clients set up shell companies in tax havens around the world.
- Panama Kağıtlar bir Panama hukuk firması müşterilerine dünya çapında vergi cennetlerinde paravan şirketleri kurmaları için nasıl yardımcı olduğunu göstermektedir.
A closed fist can indicate stress.
- Kapalı bir yumruk stres gösterebilir.
Yes, you can indicate everything you see.
- Evet, gördüğünüz her şeyi gösterebilirsiniz.
This figure is a mirror of the decrease in imports of crude oil.
- Bu şekil ham petrol ithalatının azaldığının bir göstergesidir.
The painting shows a young woman combing her hair before a mirror.
- Tablo, aynanın önünde saçlarını tarayan genç bir kadını gösteriyor.
In his essay Esperanto: European or Asiatic language Claude Piron has shown the similarities between Esperanto and Chinese, thereby putting to rest the notion that Esperanto is purely eurocentric.
- Esperanto: Avrupa veya Asya dili denemesinde Claude Piron, Esperanto ve Çince arasındaki benzerliği gösterdi ve Esperanto'nun yalnızca Avrupa merkezli olduğunu ortaya koydu.
The attack was shown on video.
- Saldırı videoda gösterildi.
The red flag indicated the presence of danger.
- Kırmızı bayrak tehlikenin varlığını gösterdi.
All verbs are indicated in bold text.
- Tüm fiiller koyu metinde gösterilir.
There's a good movie screening today.
- Bugün iyi bir film gösterimi var.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
She displayed her talents.
- O, yeteneklerini gösterdi.
If you see the lion baring its teeth, don't think that the lion is smiling at you.
- Aslanın dişlerini gösterdiğini görürsen, sana gülümsediğini sanma.
The movie K-9 is showing.
- K -9 film gösterimde.
The teenager is showing off his new car.
- Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.
There's a good movie screening today.
- Bugün iyi bir film gösterimi var.
Her health screening showed no negative results.
- Onun sağlık taraması olumsuz sonuçlar göstermedi.
In the contest he fully displayed what ability he had.
- O, yarışmada hangi yeteneğe sahip olduğunu gösterdi.
Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
- Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
There is no sign indicating that this is a meeting room.
- Bunun bir toplantı odası olduğunu gösteren hiçbir işaret yok.
Dan began displaying symptoms of Alzheimer's.
- Dan, Alzheimer belirtileri göstermeye başladı.
The teacher put a mark next to his name to show that he was absent.
- Öğretmen onun yok olduğunu göstermek için onun adının yanına bir işaret koydu.
Our records show that you haven't paid yet.
- Kayıtlarımız henüz ödeme yapmadığınızı göstermektedir.
Tom demonstrated how to core an apple.
- Tom elmanın göbeğini nasıl çıkaracağını gösterdi.
The salesman demonstrated how to use it.
- Satıcı onun nasıl kullanılacağını gösterdi.
After the performance, she went backstage.
- O, gösteriden sonra kulise gitti.
Do you have any tickets for today's performance?
- Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
These letters reveal her to be an honest lady.
- Bu mektuplar onun dürüst bir kadın olduğunu gösteriyor.
Police failed to produce physical evidence.
- Polis fiziksel kanıt göstermekte başarısız oldu.
Windsocks are used to indicate the direction and strength of the wind.
- Rüzgâr ölçer rüzgarın yön ve gücünü göstermek için kullanılır.