gösterisinde

listen to the pronunciation of gösterisinde
التركية - الإنجليزية
show in
bring in, show someone the way in
gösteri
show

Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness. - Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.

Will you show me the picture? - Bana resmi gösterir misin?

gösteri
entertainment
gösteri
house

The house shows signs of neglect. - Ev bakımsızlık belirtileri gösteriyor.

My favourite show is Desperate Housewives. - Benim en sevdiğim gösteri Umutsuz Ev kadınları.

gösteri
{i} play

Sami's band was playing a show in Cairo. - Sami'nin grubu Kahire'de bir gösteri yapıyordu.

gösteri
performance

After the performance, she went backstage. - O, gösteriden sonra kulise gitti.

There were no tickets available for Friday's performance. - Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.

gösteri
demonstration, display, demo; sin, show, performance; demonstration, protest
gösteri
showing

The teenager is showing off his new car. - Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.

Do you think they will invite us to the film showing? - Sence bizi film gösterimine davet edecekler mi?

gösteri
exhibition

The exhibition caused a minor scandal. - Gösteri küçük çaplı bir rezalet çıkardı.

gösteri
{i} manifestation
gösteri
demonstrate

African Americans demonstrated for civil rights. - Afrikalı Amerikalılar sivil haklar için gösteri yaptılar.

In the 1960's, Japanese college students demonstrated against their government. - 1960'larda, Japon üniversite öğrencileri kendi hükümetlerine karşı gösteri düzenlediler.

gösteri
rain check
gösteri
protest

Violent clashes broke out between the protesters and the police. - Göstericilerle polis arasında şiddetli çatışmalar patlak verdi.

The protesters burnt down the synagogue. - Göstericiler sinagogu ateşe verdiler.

gösteri
(Tiyatro) theater performance
gösteri
pomp
gösteri
bout
gösteri
spectacle

Bull fighting is a very interesting spectacle. - Boğa güreşi çok ilginç bir gösteridir.

A strange spectacle happened before my eyes. - Gözlerimin önünde tuhaf bir gösteri oldu.

gösteri
display

Answers display different degrees of understanding. - Cevaplar, anlama yetisinin farklı derecelerini gösterir.

Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character. - Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.

gösteri
pageant
gösteri
demonstration

He probably meant that people go to demonstrations just to show up instead of actually protesting. - O, muhtemelen insanların gerçekten protesto yapmak yerine sadece boy göstermek için gösterilere gittiklerini kastediyordu.

Today is the 4th of June — a day when Chinese government killed hundreds of people on a peaceful demonstration on the Tiananmen square. - Bugün 4 Haziran. Çin hükümetinin Tiananmen alanında barışsever bir gösteride yüzlerce insanı öldürdüğü bir gün.

gösteri
shew
gösteri
demonstration of
gösteri
showing (of a movie); performance (of a play)
gösteri
programme [Brit.]
gösteri
program

Because of some technical problem, a movie was shown in place of the announced program. - Bir teknik sorun nedeniyle, ilan edilen programın yerine bir film gösterildi.

gösteri
performing
gösteri
demonstration (of public feeling)
gösteri
parade

We enjoyed watching a circus parade. - Sirk gösterilerini izlerken eğlendik.

I enjoyed watching the circus parade. - Sirk gösterisini izlemekten zevk aldım.

gösteri
demo

The leader dismissed the demonstrators in the park. - Lider parktaki göstericileri görevden attı.

Did the union participate in the demonstration? - Sendika gösteriye katıldı mı?

gösteri
show, display (of skill)
gösteri
mumming
gösteri
rendition
gösteri
stunt
gösteri
{i} programme
sevgi gösterisinde bulunan tip
gusher
التركية - التركية

تعريف gösterisinde في التركية التركية القاموس.

Gösteri
(Osmanlı Dönemi) İRAE
Gösteri
demonstrasyon
Gösteri
nümayiş
Gösteri
tezahürat
Gösteri
(Osmanlı Dönemi) MÜRAYAT
gösteri
İlgi, dikkat çekmek için, bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun
gösteri
Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş
gösteri
Sinema veya tiyatroda film, oyun gösterme işi
gösteri
Birinin veya bir topluluğun kendi duygusunu gösteren sözü veya davranışı, tezahürat
gösterisinde
المفضلات