The circulation, as is known, is the main indicator of the periodical's authoritativeness.
- Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.
The battery indicator light is showing that the battery is not getting charged.
- Pil gösterge ışığı pilin şarj edilmediğini gösteriyor.
Is there an air gauge here?
- Burada bir hava göstergesi var mı?
The fuel gauge is broken.
- Yakıt göstergesi bozuldu.
He gave me this doll in token of his gratitude.
- Minnettarlık göstergesi olarak bana bu bebeği verdi.
We'd like to give this to you as a token of our appreciation.
- Bunu size minnettarlığımızın göstergesi olarak vermek isteriz.
His victory at this age in an international competition is a good indication of a bright future.
- Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.
Vermilion is one the signifiers of Chinese culture.
- Parlak kırmızı, Çin kültürünün göstergelerinden biridir.
His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
- Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.