The circulation, as is known, is the main indicator of the periodical's authoritativeness.
- Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.
The battery indicator light is showing that the battery is not getting charged.
- Pil gösterge ışığı pilin şarj edilmediğini gösteriyor.
Tom looked at the fuel gauge.
- Tom yakıt göstergesine baktı.
The fuel gauge is broken.
- Yakıt göstergesi bozuldu.
This is a small token of my gratitude.
- Bu minnettarlığımı küçük bir göstergesidir.
He offered me some money in token of gratitude.
- Minnettarlık göstergesi olarak bana biraz para verdi.
His victory at this age in an international competition is a good indication of a bright future.
- Uluslararası bir yarışmada bu yaştaki zaferi parlak bir geleceğin iyi bir göstergesidir.
His sense of humor was self-deprecating, a sign of his low self-esteem.
- Espri anlayışı, düşük öz saygısının bir göstergesi olarak, kendini aşağılamak üzerine kuruluydu.
He gave a tip as a sign of gratitude.
- Minnettarlık göstergesi olarak bahşiş verdi.