görünüşteki

listen to the pronunciation of görünüşteki
التركية - الإنجليزية
seeming
would-be
apparent
surface
{i} would be
görünüşteki zafer
Pyrrhic victory
görün
appear

The girl appeared sick. - Kız hasta görünüyordu.

Is it possible to reproduce 70 copies of your report which appeared in the November issue of The Network and distribute them to our agents? - The Network'ün kasım meselesinde görünen raporunun 70 kopyasını üretmek ve onları ajanlarımıza dağıtmak mümkün mü?

görün
seem

Your suggestion seems reasonable. - Önerin mantıklı görünüyor.

Your plan seems better than mine. - Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.

görün
{f} seeming

The world is a place of seemingly infinite complexity. - Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer.

Seemingly impossible things sometimes happen. - Görünüşte imkansız şeyler bazen olur.

görün
seem to be

Writers such as novelists and poets don't seem to benefit much from the advance of science. - Romancılar ve şairler gibi yazarlar bilimin avantajından çok fazla yararlanıyor gibi görünmüyorlar.

You seem to be a little under the weather. - Biraz keyifsiz gibi görünüyorsun.

görün
{f} emerging
görün
loom