görüşmeleri

listen to the pronunciation of görüşmeleri
التركية - الإنجليزية
interviews
Interviews with famous historians
third-person singular of interview
Questions in order to obtain facts or opinions
Interviews are telephone or face-to-face discussions with an individual respondent or a group of people Generally interviews can provide more opportunity to probe and explore responses and provide a better quality of responses, though they contain less objective information Also, in the right circumstances (where trust and anonymity are established) interviews are useful to collect more sensitive information that respondents may not wish to write down Focus groups are a type of group interview Topic areas: Accountability and Evaluation, Operations Management and Leadership
An interview is a formal or informal examination of a candidate by a potential employer Many employers engage in both There are certain strategies that work well for interview situations in Canada Check out the following sources for more information on interviewing strategies
plural of , interview
An important form of field research Interviews are conversations conducted for a specific purpose Although they are typically recorded on audio or videotape, it is best to take notes during an interview See Finding Sources in the Field / Interviewing in An Introduction to Research Processes
a research technique for needs analysis that involves questioning as many people who have information to share as possible Typically, these people would be the sponsor, SMEs, and prospective learners
görüşme
meeting

That's the reason why I couldn't attend the meeting. - Niçin görüşmeye katılamadığımın sebebi bu.

I've been looking forward to meeting you, Tom. - Seninle görüşmeyi iple çekiyorum.

görüşme
interview

They're interviewing Tom. - Onlar Tom'la görüşme yapıyorlar.

When my interview was postponed until 3, I wandered around killing time. - İş görüşmem ertelenince saat 3'e kadar boş boş gezdim.

görüşmeleri yürütme vekaleti
(Hukuk) mandate of negotiation
görüşme
conversation

I'd just like to have a quick conversation with Tom before we leave. - Ben sadece biz gitmeden önce Tom'la hızlı bir görüşme yapmak istiyorum.

Fadil overheard both sides of the phone conversation. - Fadıl her iki tarafın da telefon görüşmesine kulak misafiri oldu.

görüşme
{i} negotiation

After much negotiation, the two sides in the dispute reached a compromise. - Görüşmelerden sonra iki taraf, anlaşmazlık konusunda bir uzlaşmaya vardılar.

We continued negotiations with the company. - Şirket ile görüşmelere devam ettik.

görüşme
discussion, negotiation, deliberation, exchange of views; consultation, conference
görüşme
conference
görüşme
talk

Peace talks will begin next week. - Barış görüşmeleri gelecek hafta başlayacak.

The talks continued for two days. - Görüşmeler iki gün boyunca devam etti.

görüşme
{i} discussion

I didn't want to interrupt the discussion. - Görüşmeye ara vermek istemedim.

Your suggestion seems irrelevant to our discussion here. - Öneriniz bizim buradaki görüşmemizle alakasız gibi görünüyor.

görüşme
{i} debate

The debate will happen tonight. - Görüşme bu gece olacak.

I think this debate is getting close to the level of the absurd. - Bu görüşmenin saçma seviyesine yaklaştığını düşünüyorum.

görüşme
discussing
görüşme
hearing
görüşme
intercourse
görüşme
deliberation

The deliberations took three day. - Görüşmeler üç gün sürdü.

Deliberations will continue Monday. - Görüşmeler pazartesi günü devam edecek.

görüşme
palaver
Stratejik Silahların Sınırlandırılması Görüşmeleri
(Hukuk) Strategic Arms Limitation Talks (SALT)
Uruguay Görüşmeleri
(Hukuk) Uruguay Round
barış görüşmeleri
peace talks
faturanızda uluslararası telefon görüşmeleri dahil edilmiştir
International calls are included in the bill
görüşme
(Hukuk) negotiation, interview, discussion, meeting, debate, talk
görüşme
talk, conversation
görüşme
interview; debate, discussion, conference, intercourse, negotiation; meeting
görüşme
concilium
görüşme
rap
görüşme
parley
görüşme
bargaining
görüşme
disputation
tarife görüşmeleri
(Ticaret) tariff negotiations
çok taraflı ticaret görüşmeleri
(Hukuk) multilateral trade negotiations
التركية - التركية

تعريف görüşmeleri في التركية التركية القاموس.

Görüşme
(Hukuk) MÜZAKERE

Problem, Tom'un müzakereye tamamen isteksiz olması. - Sorun, Tom'un görüşmeye tamamen gönülsüz olması.

görüşme
Görüşmek işi, mülakat, müzakere
görüşmeleri
المفضلات