Tom is willing to negotiate.
- Tom görüşmek için istekli.
His job is to negotiate with foreign buyers.
- Onun işi yabancı alıcılarla görüşmek.
It's necessary to discuss the problem without delay.
- Gecikmeden sorunu görüşmek gereklidir.
Tom wants to discuss the problem with Mary.
- Tom Mary ile sorunu görüşmek istiyor.
I went there to meet him.
- Onunla görüşmek için oraya gittim.
It's Tom I want to meet.
- Görüşmek istediğim Tom'dur.
I'd like to interview Tom.
- Tom'la görüşmek istiyorum.
I'd like to interview him.
- Onunla görüşmek istiyorum.
I'd like to see a doctor.
- Bir doktorla görüşmek istiyorum.
I'd like to see the doctor.
- Doktorla görüşmek istiyorum.
We want to talk to you.
- Biz seninle görüşmek istiyoruz.