I hear it's buried under all that snow.
- Onun, bütün o karın altında gömülü olduğunu duyuyorum.
We were looking for buried treasure.
- Gömülü hazineyi arıyorduk.
The secret remained buried in the grave of the famous philosopher.
- Sır ünlü filozofun mezarında gömülü kaldı.
Tom's grandparents are buried in a cemetery not too far from here.
- Tom'un ebeveynleri buradan uzakta olmayan bir mezarlığa gömülü.