الإنجليزية - التركية
تعريف full of pores, poriferous, having tiny holes في الإنجليزية التركية القاموس.
- porous
- {s} gözenekli
- porous
- poroz
- porous
- (İnşaat) boşluklu
- porous
- mesameli
- porous
- (Tıp) poröz
- porous
- geçirgen
- porous
- (Tıp) Gözenekli oluşu nedeniyle bir sıvıyı süzebilme veya geçirme niteliğit aşıyan, geçirgen
- porous
- porously gözenekle
- porous
- içinden hava veya su geçebilen
- porous
- (Tıp) 1.Üzerinde küçük delikler gösteren, delikli, gözenekli
- porous
- (Biyoloji) porlu
- porous
- {s} geçirgen gaz
- porous
- porosity gözenekli oluş
- porous
- suyu dışarı sızdıran
- porous
- {s} delikli
- porous
- (sıfat) gözenekli, delikli, geçirgen (gaz, su vb.)
- porous
- {s} su vb
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف full of pores, poriferous, having tiny holes في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- {s} porous
full of pores, poriferous, having tiny holes
الواصلة
full of pores, poriferous, ha·ving ti·ny holesالنطق
Resimler
المفضلات