Bütün ülkelerin sınırları dahilinde her insan gurubuyla ilgili tarihi eserleri korumak ve bunları gelecek nesillere aktarmak için bir sorumluluğu vardır.
- All countries have a responsibility to preserve the ancestral relics of every people group within their borders, and to pass these on to the coming generations.
Hepimiz ulusal mirasımızı korumak için özen göstermeliyiz.
- We must all take care to preserve our national heritage.
Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır.
- When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
Tom gücünü korumak zorundadır.
- Tom must conserve his strength.
Bir sonraki oyun için enerjisini korudu.
- He conserved his energy for the next game.
Cephaneyi korumalıyız.
- We need to conserve ammo.
Yağmur ormanları korunmalı.
- Rainforests should be preserved.
Onlar binayı korudular.
- They have preserved the building.