Birisi bundan ne kazanır?
- What does one profit from this?
Bundan ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
- What conclusions can be drawn from this?
Bir dereceye kadar, biz hepimiz ondan muzdaribiz.
- We all suffer from it to some degree.
Hayat ondan ne beklediğine karar verdiğinde başlar.
- Life starts when you decide what you are expecting from it.
Ondan uzun zaman haber alamadılar.
- They haven't heard from him in a long time.
Ondan uzak durmanız sizin akıllılığınız.
- It was wise of you to keep away from him.
Ben ona telefon etmek üzereyken, ondan bir mektup geldi.
- Just when I was about to phone her, a letter arrived from her.
Çok geçmeden ondan haber alacağımızı umuyorum.
- I hope it won't be long before I hear from her.
Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
- I've been looking forward to hearing from you for weeks.
Sanırım Tom senden çok şey öğrenebilirdi.
- I think Tom could learn a lot from you.