Gizli bir geçit yoluyla kaçtılar.
- They fled through a secret passageway.
Bilimsel çalışmalar yoluyla bu kayaların yaşını belirlemek olanaklıdır.
- It is possible to determine the age of these rocks through scientific studies.
Tom Mary'yi onun işini baştan sona incelerken yakaladı.
- Tom caught Mary snooping through his stuff.
Sadece bunu baştan sona konuşalım.
- Let's just talk this through.
Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
- The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Hırsız kırık bir pencereden içeriye girdi.
- The burglar got in through a broken window.
Tom tekrar kapıdan içeriye yürüdü.
- Tom walked back in through the door.
O, gece süresince çalıştı.
- He worked through the night.
Bu fabrika parçalardan bitmiş ürünlere kadar ölçünlenmiş entegre üretim sistemi kullanmaktadır.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
- Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
Bütün gece boyunca ağladı.
- She cried throughout the night.