Onların verdiği akşam yemeği kötü pişirilmişti.
- The dinner they served was badly cooked.
Akşam yemeği için dört farklı biçimde pişirilmiş kuzu etim vardı.
- For dinner, I had lamb cooked four different ways.
Fotoğraf tahrif edilmişti.
- The photograph was falsified.
İki erkek çocuk yemeklerini kendi aralarında pişirdi.
- The two boys cooked their meal between them.
Mary gerçekten harika. O benim için harika bir yemek pişirdi ve bulaşıkları bile kendisi yıkadı.
- Mary is really great. She cooked a wonderful meal for me and even washed the dishes herself.