O, kediyi korkutup kaçırdı.
- She scared the cat away.
Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- The animals were scared by the thunder.
Tom'un yüzünde korkmuş bir görünüm vardı.
- Tom had a scared look on his face.
Yolu geçmeye korkmuştu.
- She was scared to cross the road.