fremde

listen to the pronunciation of fremde
ألمانية - التركية
n {'fremdı} r,e yabancı, ecnebi
yabancı

O, ormanda iki yabancıyla karşılaştı. - Im Wald traf sie zwei Fremde.

İngilizler trende nadiren yabancılarla konuşurlar. - Engländer sprechen im Zug selten mit Fremden.

n. r,e 'fremdı yabancı, ecnebi
الإنجليزية - التركية

تعريف fremde في الإنجليزية التركية القاموس.

exile
sürgüne göndermek
exile
{f} sürmek
exile
sürgün

Santa Ana Küba'da sürgünde yaşıyordu. - Santa Ana was living in exile in Cuba.

O, ülkesinden sürgün edildi. - He was exiled from his country.

exile
{f} sürgün etmek
exile
sürgüne yollamak
exile
nefiy
exile
yurdundan sürülme
exile
{f} sür

O, ülkesinden sürgün edildi. - He was exiled from his country.

Napolyon, St. Helena'ya sürüldü. - Napoleon was exiled to St. Helena.

exile
sürülen kişi
exile
{i} sürgünde yaşama
exile
{i} sürgün edilen kimse
exile
{f} kovmak
exile
{i} sürülme