Böyle şeyler söylemen senin dikkatsizliğin.
- It is careless of you to say such things.
Kaza benim dikkatsizliğim nedeniyle meydana geldi.
- The accident came about through my carelessness.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı.
- The actions she took were too careless, and she was left defenseless.
Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.
- It was careless of you to forget your homework.
Mektubuna cevap yazmayı unutmak benim ihmalkarlığımdı.
- It was careless of me to forget to answer your letter.
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
Dikkatsizce sürdü ve bir kaza geçirdi.
- He drove carelessly and had an accident.
Eğer dikkatsizce sürersen, sıranı kaçıracaksın.
- If you drive carelessly, you will miss your turn.
Good-humored, easy, and careless, he presided over his whale-boat as if the most deadly encounter were but a dinner, and his crew all invited guests.