Kitabın geri dönüşü için belirli bir zaman yoktur.
- There is a definite time to return the book.
Esperantoda belirsiz artikel yoktur ve sadece bir tane belirli artikel vardır.
- In Esperanto there is no indefinite and only one definite article.
Bir gün kesinlikle Fransa'yı ziyaret edeceğim. Sadece tam olarak ne zaman olduğunu bilmiyorum.
- Sometime I'll definitely visit France. I just don't know exactly when.
O kesinlikle tam zamanlı bir iştir.
- It's definitely a full-time job.
Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
- Tom should definitely ask for Mary's opinion.
Bana kesin bir cevap ver.
- Give me a definite answer.
Onun Amerika'ya gideceği açık.
- It is definite that he will go to America.