O, samimi olarak suçunu itiraf etti.
- She frankly admitted her guilt.
Samimi görüşünüzü duymama izin verin.
- Let me hear your frank opinion.
Tom o konuda çok açık sözlüydü.
- Tom was quite frank about it.
O, oldukça açık sözlü bir kişidir.
- He is an extremely frank person.
Tom son derece dürüst bir kişi.
- Tom is an extremely frank person.
Dürüst olmak gerekirse, bu komplo teorisi bana çok saçma geliyor.
- To be frank, I think this 'conspiracy theory' is nonsense.
Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.
- Frankly, I didn't have the confidence to ask Mary to have lunch with me.
Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.
- Frankly speaking, his speeches are always dull.
Biz oldukça samimi olarak konuştuk.
- We talked quite frankly.
O, samimi olarak suçunu itiraf etti.
- She frankly admitted her guilt.
Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.
- Frankly, I didn't have the confidence to ask Mary to have lunch with me.
Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.
- Frankly speaking, his speeches are always dull.
Dürüstçe konuşmanı istiyorum.
- I want you to speak frankly.
Ben görüşlerini dürüstçe ifade eden insanlara hayranım.
- I admire people who express their opinions frankly.
Biz oldukça samimi olarak konuştuk.
- We talked quite frankly.
O, samimi olarak suçunu itiraf etti.
- She frankly admitted her guilt.
Dürüst olmak gerekirse, bu komplo teorisi bana çok saçma geliyor.
- To be frank, I think this 'conspiracy theory' is nonsense.
Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider.
- Frankly, my dear, I don't give a damn.
Onun çocuksu samimiyetine gülmekten kendimi alamadım.
- I couldn't help smiling at her childlike frankness.
Buy a package of franks for the barbecue.
May I be frank with you?.
It will be so ridiculous to see all his letters directed to him with an M.P.—But do you know, he says, he will never frank for me?”.
Frankly, my dear, I don't give a damn.
If you had come today, I would have given you a thousand francs.
- Bugün gelmiş olsaydın sana bin frank verecektim.
Franklin convinces France to help Americans.
- Franklin Amerikalılara yardım etmesi için Fransa'yı ikna ediyor.
... calamity we had. And so Dodd-Frank correctly says we need to ' ...
... MR. ROMNEY: ' because Dodd-Frank didn't anticipate putting in place the kinds of regulations ...