Politikacı çarşamba günleri kabul ediyor.
- The politician receives on Wednesdays.
Tom çarşamba günü Mary'nin John'la buluşmasını ayarladı.
- Tom has arranged for Mary to meet John on Wednesday.
Almanca dersleri haftada iki kez yapılmaktadır- Pazartesi ve Çarşamba günleri.
- German classes are held twice a week - on Mondays and Wednesdays.
O geçen Çarşambadan beri hasta.
- She has been sick since last Wednesday.