Irmağın kenarında terkedilmiş bir araba vardı.
- There was an abandoned car by the river.
Polisler park yakınında terkedilmiş bir arabada bir ceset buldu.
- The police found a dead body in an abandoned car near the park.
O, terk edilmiş binaları seviyor.
- He likes abandoned buildings.
Tom yalnız ve terk edilmiş hissetti.
- Tom felt lonely and abandoned.