Casusluk yapmakla ilgili resmen suçlanmadı.
- He was never officially charged with spying.
Japon Parlementosu bugün Ryoutarou Hashimoto'yu ülkenin 52. başbakanı olarak resmen seçti.
- The Japanese Parliament today officially elected Ryoutarou Hashimoto as the country's 52nd prime minister.
Resmi olarak tatildeyim.
- I'm officially on vacation.
Avustralya'ya seyahatim resmi olarak rezerve edildi.
- My trip to Australia is officially booked.