foresight of consequences, and provision against them; prevision; premeditation

listen to the pronunciation of foresight of consequences, and provision against them; prevision; premeditation
الإنجليزية - التركية

تعريف foresight of consequences, and provision against them; prevision; premeditation في الإنجليزية التركية القاموس.

forecast
tahmin etmek
forecast
tahmin

Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir. - According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast.

Yarın hava tahminine göre kar yağacak. - It will snow tomorrow according to the weather forecast.

forecast
(isim) tahmin
forecast
(Askeri) ön tahmin
forecast
öngörüde bulunmak
forecast
önceden planlamak
forecast
(Ticaret) öntahmin
forecast
(Ticaret) öngörü
forecast
(Bahis) sırasız ikili
forecast
{f} tahmin et

Bazı hava tahmincileri bir kasırgayı tahmin etti. - Some weather forecasters predicted a hurricane.

Bu işte beklentileri karşılayamayacağını tahmin etmiştim. - I forecasted that you couldn't cut the mustard in this job.

forecast
{i} kestirim
forecast
{f} tasarlamak
forecast
(Askeri) ÖN KESTİRMEK, ÖN TAHMİN
forecast
belirtisi olmak
forecast
(Mukavele) tahmin; önceden tahmin etmek
forecast
{i} tahmi

Hava tahmini göre, yarın yağmur yağacak. - According to the weather forecast, it will rain tomorrow.

Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor. - According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa.

forecast
{f} (fore.cast/--ed) önceden tahmin etmek
forecast
hava tahmini

Yarın hava tahminine göre kar yağacak. - It will snow tomorrow according to the weather forecast.

Hava tahmini göre, yarın yağmur yağacak. - According to the weather forecast, it will rain tomorrow.

الإنجليزية - الإنجليزية
forecast
foresight of consequences, and provision against them; prevision; premeditation

    الواصلة

    fore·sight of consequences, and pro·vi·sion a·gainst them; prevision; pre·me·di·ta·tion

    النطق

المفضلات