Linda Dan'ı onunla evlenmeye zorlamak için asılsız gebelik iddialarında bulundu.
- Linda made false claims of pregnancy to force Dan to marry her.
Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to go.
Tom beni herhangi bir şey yapmaya zorlamadı.
- Tom didn't force me to do anything.
Onunla evlenmen için seni asla zorlamayacağım.
- I will never force you to marry him.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Amerikan kuvvetleri geri çekildi.
- American forces were withdrawn.
Japon güçleri Birmanya'ya yürüdü.
- Japanese forces marched into Burma.
Japon askeri güçleri durdurmak için çok güçlü görünüyordu.
- The Japanese military forces seemed too strong to stop.
Şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri kendini dünyanın polisi olarak adlandırdı ve askeri güce dayanarak baskıya devam etmektedir.
- Up till now the United States has called itself the world's police and continues suppression relying on military force.
Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
- Public pressure forced the army to act.
Savaşın ilk birkaç saati içinde, Birlik güçleri kazanıyorlardı.
- In the first few hours of the battle, Union forces were winning.
Birlik, düşmanın saldırılarına karşı cesurca direndi.
- The force held out bravely against their enemy's attacks.
Ordu onu istifa etmeye zorladı.
- The army forced him to resign.
Rüzgarın gücü yürümeyi zorlaştırdı.
- The force of the wind made it difficult to walk.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.
Rüzgarın gücü yürümeyi zorlaştırdı.
- The force of the wind made it difficult to walk.
Ordu onu istifa etmeye zorladı.
- The army forced him to resign.
Amerikan kuvvetleri geri çekildi.
- American forces were withdrawn.
Kaba kuvvet kullanırsan savaş başlatırsın.
- Act too forcefully and you'll start a war.
Jülyen takvimi Rusya'da geçerliydi.
- The Julian calendar was in force in Russia.
Benim bu hükümet hakkındaki izlenimim onların daha güçlü bir ekonomik politikaya ihtiyaçları olduğu, aksi takdirde gelecekte büyük sorunlarla karşılaşacaklarıdır.
- My impression of this government is that they need a more forceful economic policy, otherwise they'll encounter large problems in the future.
İki nesne arasındaki çekim kuvveti iki kütlenin ürünü ile orantılıdır ve onların kütle merkezleri arasındaki mesafeyle ters orantılıdır.
- The force of gravity between two objects is proportional to the product of the two masses, and inversely proportional to the square of the distance between their centers of mass.
Yer çekimi herhangi iki kütle, herhangi iki organ ya da herhangi iki parçacık arasında olan bir çekim kuvvetidir.
- Gravity is a force of attraction that exists between any two masses, any two bodies, or any two particles.
He hath murthered that mylde withoute ony mercy – he forced hir by fylth of hymself, and so aftir slytte hir unto the navyll.
show of force.