Babam evcil kedi sahibi olmamı yasakladı.
- My father forbade me from having a pet cat.
Doktor maratona katılmamı yasakladı.
- The doctor forbade me to take part in the marathon.
Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler.
- They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.
Avcılık oyunu bu huzurlu vahşi doğada yasaklanmıştır.
- Hunting game is forbidden in this tranquil wilderness.