for the option or decision of

listen to the pronunciation of for the option or decision of
الإنجليزية - التركية

تعريف for the option or decision of في الإنجليزية التركية القاموس.

up to
-e bağlı
up to
-e kalmış
up to
değin
up to
yüksekliğine kadar
up to
ila
up to
önüne
up to
yanına

Tom'un gelip seninle konuşmasını beklemek yerine, sadece onun yanına gitmelisin. - Instead of waiting for Tom to come up and speak to you, you should just go up to him.

O onun yanına gitti ve tokalaştı. - He went up to her and they shook hands.

up to
-e uygun
up to
yeterli

Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum. - I am not feeling quite up to par.

Noele kadar bir araba almak için yeterli para biriktirmeliydim. - I ought to have enough money saved up to buy a car by Christmas.

up to
e kadar
up to
-e kadar
up to
uygun

Beklentilerimize uygun yaşadı. - She lived up to our expectations.

O, iş için uygun değil. - He is not up to the task.

up to
doğru

Bir polis ona doğru geldi. - A policeman came up to him.

Mike çocuğa doğru yanaştı. - Mike walked up to the boy.

الإنجليزية - الإنجليزية
up to

It’s up to you whether to get the blue one or the red one.

for the option or decision of

    الواصلة

    for the op·tion or de·ci·sion of

    التركية النطق

    fôr dhi ôpşın ır dîsîjın ıv

    النطق

    /ˈfôr ᴛʜē ˈôpsʜən ər dəˈsəᴢʜən əv/ /ˈfɔːr ðiː ˈɔːpʃən ɜr dɪˈsɪʒən əv/
المفضلات