Tom bizim kurallarımızı izlemek zorundadır.
- Tom has to follow our rules.
Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir.
- All you have to do is follow me.
Trafik kurallarını takip etmek önemlidir.
- Following traffic rules is important.
Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir.
- It's important to follow a strict diet.
Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder.
- His dog follows him wherever he goes.
Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti.
- The mother signed to Alice to follow her.
Kitaplar bilimleri izlemeli ve bilimler kitapları değil.
- Books must follow sciences, and not sciences books.
İyi bir vuruşcu olmak için, gevşek tutmalısın ve içgüdünü izlemelisin.
- To be a good batter, you've got to hang loose and follow your instincts.
Biz onun dersini izlemeliyiz.
- We should follow his example.
Köpek beni evime kadar izledi.
- The dog followed me to my home.
O emirleri dinlemekten başka seçeneğim yok.
- I have no choice but to follow those orders.
Yapacağın tek şey onun tavsiyesini dinlemek.
- All that you have to do is to follow his advice.
Her zaman kurallara uymak zorundayız.
- We always have to follow the rules.
Sadece talimatlara uymak zorundasın.
- You only have to follow the instructions.
Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir.
- Translate the following sentences into Japanese.
Aşağıdaki malzemelere ihtiyacım var.
- I need the following items.
Lütfen hemşirenin emirlerine uyun.
- Please follow the nurse's directions.
İlaç içerken şişe üzerindeki talimatlara dikkatlice uyun.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle.
- If you want to get out of here alive, follow me.
Follow these instructions to the letter.
Follow that car!.