الإنجليزية - التركية
تعريف flesh of large domesticated fowl usually roasted في الإنجليزية التركية القاموس.
- turkey
- {i} hindi
Şükran gününde hindi yemek bir gelenektir.
-It's a custom to have turkey at Thanksgiving.
Onlar Şükran Gününde hindi yediler.
-They ate turkey on Thanksgiving Day.
- turkey
- Türkiye
Türkiye'den döndükten sonra Türkçem zayıfladı.
-After I returned from Turkey, my Turkish deteriorated.
Polonya'dan Türkiye'ye ithal edilen bir sürü ürün var.
-There are many products imported from Poland to Turkey.
- turkey
- turkey hen : dişi hindi
- turkey
- (isim) hindi, fiyasko [tiy.], başarısız film
- turkey
- başarısız piyes
- turkey
- turkey trot : bir çeşit caz dansı
- turkey
- yüzüne karşı söylem
- turkey
- turkey buzzard : hindi akbabası
- turkey
- baba hindi
- turkey
- talk turkey : dobra dobra konuşmak
- turkey
- Meleagris gallopavo
- turkey
- {i} başarısız film
- turkey
- {i} fiyasko [tiy.]
- turkey
- {i} argo beceriksizin teki, işleri yüzüne gözüne bulaştıran kimse
- turkey
- {i} argo aptal/tuhaf görünümlü kimse, şaban
- turkey
- mısırtavuğu
- turkey
- (Argo) beceriksizin teki
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف flesh of large domesticated fowl usually roasted في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- turkey
flesh of large domesticated fowl usually roasted
الواصلة
flesh of large do·mes·ti·ca·ted fowl u·su·al·ly roastedالتركية النطق
fleş ıv lärc dımestıkeytıd faul yujıli rōstıdالنطق
/ˈflesʜ əv ˈlärʤ dəˈmestəˌkātəd ˈfoul ˈyo͞oᴢʜəlē ˈrōstəd/ /ˈflɛʃ əv ˈlɑːrʤ dəˈmɛstəˌkeɪtəd ˈfaʊl ˈjuːʒəliː ˈroʊstəd/
Resimler
المفضلات