Ben gerçekten yaparım, küçük siyah tavşan cevap verdi.
- I really do, replied the little black rabbit.
Şu tavşan benim turpları alıp kaçıyor.
- That rabbit's getting away with my radishes!
Bahçede tavşan koşuyor.
- The hare is running in the garden.
Bir tavşan, bir kaplumbağa ile yarıştı.
- A hare raced with a tortoise.