Are you flirting with him?
- Onunla flört ediyor musun?
He flirts with every woman he meets.
- Tanıştığı her kadınla flört eder.
I won't allow you to date my sister.
- Kız kardeşimle flört etmene izin vermeyeceğim.
They had a brief date.
- Onlar kısa bir flört yaşadılar.
It looks like Tom is flirting with Mary.
- Tom Mary ile flört ediyor gibi görünüyor.
I caught Tom flirting with my wife.
- Tom'u karımla flört ederken yakaladım.
He made a flirty comment to me.
- O bana bir flört yorumu yaptı.
Tom flirted with Mary.
- Tom Mary ile flört etti.
She flirted with him shamelessly.
- Onunla utanmadan flört etti.
I can't help it if girls want to flirt with me.
- Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
Tom began flirting with Mary.
- Tom Mary ile flört etmeye başladı.
So, what about flirting at work?
- Peki, işte flört etmeye ne dersin?
I can't help it if girls want to flirt with me.
- Kızlar benimle flört etmek isterse elimde değil.
Sami wanted to date Layla.
- Sami, Leyla'yla flört etmek istiyordu.
Would you like to go out with me?
- Benimle flört etmek ister misin?
Would you like to go out with me?
- Benimle flört etmek ister misin?
Tom thought I was flirting with him.
- Tom onunla flört ettiğimi düşünüyordu.
Tom didn't notice that Mary was flirting with him.
- Tom Mary'nin onunla flört ettiğini fark etmedi.
Tom didn't notice that Mary was flirting with him.
- Tom Mary'nin onunla flört ettiğini fark etmedi.
I'm not flirting with you!
- Seninle flört etmiyorum!
Benimle çıkmak ister misin?
- Benimle flört etmek ister misin?