Bu benim ilk seferim.
- This is my first time.
Bu benim ilk seferim değil.
- It's not my first time.
İlk defa mı tadına bakıyorsun?
- Is this the first time you have tasted it?
Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti.
- An old friend of mine dropped in on me for the first time in ages.
Ben, beş yıl içinde, ilk kez Yoshida ile görüştüm.
- I saw Yoshida for the first time in five years.
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
Onunla ilk olarak ne zaman tanıştığımı hatırlamıyorum.
- I don't remember when the first time I met him was.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.
Tom bir ilk kez yakalanan.
- Tom's a first-time offender.
Dünya nüfusu ilk olarak 1804'te bir milyara ulaştı.
- The world population reached one billion for the first time in 1804.
... from California, asks, where were you the first time you ...
... adding jobs for the first time since the 1990s more produce ...