finally, in the end

listen to the pronunciation of finally, in the end
الإنجليزية - التركية

تعريف finally, in the end في الإنجليزية التركية القاموس.

eventually
sonunda

Tom'un sonunda bir ameliyata ihtiyacı olacak. - Tom will eventually need an operation.

Onların tartışması sonunda berabere bitti. - Their argument eventually ended in a draw.

eventually
en sonunda

Fadıl en sonunda İslam'a geçti. - Fadil eventually converted to Islam.

Polis en sonunda Tom'u yakaladı. - The police eventually arrested Tom.

in the end
sonuçta

Sonuçta çalışkan kişi başarır. - In the end, the diligent person succeeds.

Sonuçta, Jane onu satın almadı. - In the end, Jane didn't buy it.

in the end
en sonunda
in the end
eninde sonunda
eventually
neticede
eventually
sonuç olarak

Tom sonuç olarak yapmasını istediğimiz her şeyi yaptı. - Tom eventually did everything we asked him to do.

eventually
nihayet

Nihayet evlendi onunla. - He eventually married her.

Nihayet serbest bırakıldım. - I was eventually released.

in the end
sonunda

Sonunda o, yoluna girecek. - It'll come right in the end.

Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik. - In the end, we ended up eating at that shabby restaurant.

in the end
nihayet
eventually
sonuçta

Sonuçta her şeyi bana anlatacaksın. - You'll tell me everything eventually.

Tom'un sonuçta Mary'ye elmas bir yüzük alması için yeterli parası olmalıydı. - Tom should eventually have enough money to buy Mary a diamond ring.

eventually
z. sonunda, nihayet; er geç
in the end
akıbet
in the end
sonunda finally
in the end
âhir
in the end
neticede

Neticede hepimiz öleceğiz. - We all die in the end.

الإنجليزية - الإنجليزية
eventually
in the end
eventually, finally
in the end
at the finish; finally
in the end
as the end result of a succession or process; "ultimately he had to give in"; "at long last the winter was over"
in the end
after a very lengthy period of time; "she will succeed in the long run"
in the end
eventually
finally, in the end
المفضلات