filled with wonder and delight

listen to the pronunciation of filled with wonder and delight
الإنجليزية - التركية

تعريف filled with wonder and delight في الإنجليزية التركية القاموس.

delighted
{s} mutlu

Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti. - The speech made by the president yesterday delighted his supporters.

Benimle gelseydiniz mutlu olurdum. - I'd be delighted if you'd come with me.

delighted
{s} keyifli

İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum. - I think people are delighted.

delighted
{f} hoşnut et
delighted
{s} hoşnut

Tom onu duyduğuna hoşnut olacak. - Tom will be delighted to hear that.

Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum. - I've always been delighted with the chinese culture.

beguiled
aldanmış
beguiled
aldatılmış
delighted
kıvanmak
beguiled
{f} aldat
charmed
büyüle

Bizi büyüleyen onun macera hikayesiydi. - It was his story of adventure that charmed us all.

Sanki müzik tarafından büyülenmiş gibi oturuyorlar. - They are sitting as if charmed by the music.

captivated
büyüle(mek)
charmed
büyüle(mek)
delighted
Memnun, mutlu, keyifli, hoşnut
beguiled
aldat aldatılmış
captivated
büyüle

Beni büyüledin, aşkım. - You captivated me, dear.

delighted
(sıfat) memnun, mutlu, keyifli, hoşnut
enthralled
büyülenmiş
enthralled
büyüle

Sami, Leyla'dan büyüleniyordu - Sami was enthralled with Layla.

الإنجليزية - الإنجليزية
beguiled
charmed
captivated
enthralled
delighted
filled with wonder and delight

    الواصلة

    filled with Won·der and de·light

    التركية النطق

    fîld wîdh wʌndır ınd dîlayt

    النطق

    /ˈfəld wəᴛʜ ˈwəndər ənd dəˈlīt/ /ˈfɪld wɪð ˈwʌndɜr ənd dɪˈlaɪt/
المفضلات