fikirsiz

listen to the pronunciation of fikirsiz
التركية - الإنجليزية
unideaed
without an opinion
view
fikir
idea

A good idea came across my mind. - Aklıma iyi bir fikir geldi.

Colorless green ideas sleep furiously. - Renksiz yeşil fikirler öfkeli bir şekilde uyur.

fikir
notion
fikir
suggestion

My friend put forward a good suggestion. - Arkadaşım iyi bir fikir ileri sürdü.

May I make a suggestion? - Fikir verebilir miyim?

fikir
concept
fikir
take

What's your take on that? - O konuda senin fikrin nedir?.

Tom thought it was a good idea to take advantage of the opportunity that Mary had given him. - Tom Mary'nin ona verdiği fırsattan yararlanmanın iyi bir fikir olduğunu düşündü.

I'm not sure if George will take to this idea. - George'un bu fikirden hoşlanıp hoşlanmayacağından emin değilim.

fikir
observation
fikir
view

Their views vary on the subject. - Konudaki fikirleri değişik.

fikir
{i} advice

Tom should ask Mary for advice. - Tom Mary'ye fikir sormalıdır.

fikir
belief
fikir
attitude
fikir
inspiration
fikir
design

Using muddy colors for this design is not a good idea. - Bu tasarım için bulanık renkler kullanmak iyi bir fikir değil.

fikir
sense
fikir
voice
fikir
mind

A good idea came into my mind. - Aklıma iyi bir fikir geldi.

A good idea came across his mind at the last moment. - Son anda aklına iyi bir fikir geldi.

fikir
submission
fikir
conviction
fikir
estimate
fikir
denunciation
fikir
think-so
fikir
doxie
fikir
conceive
fikir
reflexion
fikir
assessment
fikir
wit
fikir
think
fikir
conception

Don't forget that wrong conceptions lead to wrong conclusions. - Yanlış fikirlerin yanlış sonuçlara götürdüğünü unutma.

fikir
opinion

No one wants to listen to my opinions. - Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.

There was a violent clash of opinions between the two leaders. - İki lider arasında şiddetli bir fikir çatışması vardı.

fikir
sentiment
fikir
{i} counsel
fikir
ideo
fikir
thought
fikir
{i} impression
fikir
verdict
fikir
thinking

I had been thinking about our new project for two weeks, but I couldn't come up with a good idea. - Ben iki haftadır yeni projemiz hakkında düşünüyorum. Fakat iyi bir fikir sunamadım.

Those ideas are alien to our way of thinking. - Bu fikirler düşünme tarzımıza yabancı.

fikir
position
fikir
sentiments
fikir
wits

Tom was scared out of his wits. - Tom onun fikirlerinden korkuyordu.

fikir
estimation
fikir
conceit
fikir
hint
fikir
thought, idea, opinion; advice, counsel
fikir
cogitation
fikir
doxy
fikir
idolum
التركية - التركية
Herhangi bir konu üzerinde düşünemeyen, görüşü olmayan, düşüncesiz
fikir
(Osmanlı Dönemi) düşünmek; Allah'ın isim ve sıfatlarını ve bunların tecellilerini tefekkür etmek
fikir
Düşünce, mülahaza, mütalaa: "İşimizi, gücümüzü bırakmış olmak düşüncesini bir vazife yapmakta olduğumuz fikri susturuyordu."- M. Ş. Esendal
fikir
Düşünme, düşünce
fikir
Düşün, ide
fikir
Düşünce, mülâhaza, mütalâa
fikir
Kuruntu
fikirsiz
المفضلات