festgebunden

listen to the pronunciation of festgebunden
الإنجليزية - التركية

تعريف festgebunden في الإنجليزية التركية القاموس.

bound
{i} fırlama
bound
{f} sınırlamak
bound
hoplamak
bound
atlayış
bound
kalgımak
bound
ciltlenmiş
bound
düşkün
bound
sekmek
bound
azimli
bound
gidici
bound
{s} ciltli, ciltlenmiş
bound
f., bak. bind
bound
bind bağla
bound
{i} avut
bound
giden

Kanazawa'ya giden bir trene bindi. - He got on a train bound for Kanazawa.

Los Angeles'a giden bir uçağa bindi. - He boarded a plane bound for Los Angeles.

bound
{s} zorunlu

O şekilde olması zorunluydu. - It was bound to happen that way.

Er ya da geç onun olacağı zorunluydu. - It was bound to happen sooner or later.

bound
yaylan/zıpla/sınırla
bound
sıçratmak
bound
{s} yola çıkmış
bound
{s} for -e giden
ألمانية - الإنجليزية
tethered
lashed
bound
tied down
Haube mit Band (das unter dem Kinn festgebunden wird)
bonnet (tied under the chin)