Onun hakkında meslektaşlarımla konuştum.
- I talked to my coworkers about it.
Mary bir meslektaşı ile uyudu.
- Mary slept with a coworker.
İş arkadaşı otobüsü kaçırmış olduğunu iddia etti.
- The coworker claimed he had missed the bus.
Bu kıyafetler benim iş arkadaşımın, benim değil.
- This clothing is my coworker's, not mine.