Köylüler tarafından düşmanca karşılandık.
- We got a hostile reception from the villagers.
Düşmanca bir ortamda hayatta kalmak için bir insan doğaçlama yapabilmeli ve azimli olabilmeli.
- To survive in a hostile environment, one must be able to improvize and be tenacious.
Düşmanca bir ortamda hayatta kalmak için bir insan doğaçlama yapabilmeli ve azimli olabilmeli.
- To survive in a hostile environment, one must be able to improvize and be tenacious.
Kendimi size karşı düşman hissetmiyorum.
- I don't feel hostile toward you.
We defy our foes, for our passion makes us strong!
- Wir trotzen unseren Feinden; denn unser Leiden macht uns stark!
Entering the foe's camp is full of danger.
- Das Lager des Feindes zu betreten ist voller Gefahr.
The enemy kept up their attack all day.
- Der feindliche Angriff hielt den ganzen Tag an.
Jealousy is an enemy to friendship.
- Neid ist ein Feind der Freundschaft.