There are many benefits to being beautiful.
- Güzel olmanın bir sürü faydası vardır.
Nowadays we are apt to forget the benefits of nature.
- Bugünlerde doğanın faydalarını unutmaya meyilliyiz.
She took full advantage of the opportunity.
- Fırsattan tam olarak faydalandı.
She often takes advantage of his ignorance.
- O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.
A wise person profits by his mistakes.
- Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.
Is eating fish good for you?
- Sizin için balık yemek faydalı mı?
To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
This book may well be useful to you.
- Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
It is no use asking for her help.
- Onun yardımını istemenin faydası yok.
He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
- Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
Ill-gotten gains never benefit anyone.
- Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.