Tek gidiş bilet ücreti bir dolardır.
- The fare is one dollar each way.
Otobüs bilet ücreti arttırıldı.
- The bus fare was raised.
Bu akşam onun için bir veda partisi düzenliyoruz.
- We are giving a farewell party for him tonight.
Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.
- A farewell meeting was held in honor of Mr Jones.
Üniversitede fizik dersini başaramadım ama kimyayı başardım.
- In college, I fared ill with physics and well with chemistry.
Taksiden inmeden önce yol parasını öderiz.
- Before we get out of the taxi, we pay the fare.
Osaka'dan Akita'ya yol parası nedir?
- What is the fare from Osaka to Akita?
The hawk caught a mouse.
- Şahin bir fare yakaladı.
Cheese often lures a mouse into a trap.
- Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder.
The rat was killed by Tom with a stick.
- Fare bir sopayla Tom tarafından öldürüldü.
If jumps too high the rat - it's captured by the cat.
- Fare çok yükseğe sıçrasa da, kedi tarafından yakalanır.
Elephants are several times the size of mice.
- Filler farelerden kat kat büyüktür.
The mice ate some of the bread.
- Fareler ekmeğin bir kısmını yedi.
What colour is this house mouse?
- Bu ev faresi ne renktir?