Bu durumun çok ciddi olduğunu düşünüyorum.
- I think that this fact is very serious.
Bu durumda belirleyici faktör neydi?
- What was the determining factor in this case?
Olay hakkındaki tüm gerçekler bilinene kadar bekleyin.
- Wait until all the facts in the case are known.
Bu olay hakkındaki gerçeği bilmek istiyor musun?
- Would you like to know the truth about this fact?
Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Bunlar gerçeklerdir. Onlar hakkında sıkı düşünün!
- These are the facts. Think hard about them!
Olgun insanlar fikirler hakkında konuşur, aydınlar gerçekler hakkında, ve sıradan insanlar da ne yedikleri hakkında konuşurlar.
- Wise men talk about ideas, intellectuals about facts, and the ordinary man talks about what he eats.
Bir kaynak olmadan olgusal ifadeler üretmeyin.
- Don't make factual statements without a source.
Mary bilgisayarında çalışıyor gibi davrandı ama aslında o, konuşmaya kulak misafiriydi.
- Mary pretended to be working on her computer, but in fact she was eavesdropping on the conversation.
O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- That factory is for the manufacture of computers.
Let's look at the facts of the case before deciding.
There is no doubting the fact that the Earth orbits the Sun.
The facts about space travel.
He had become an accessory after the fact.
... the stars, overwhelming the galaxies, in fact, and we only make up .03% of the universe. ...
... So the fact of the matter is that fiber solves almost every ...