fırsatçı

listen to the pronunciation of fırsatçı
التركية - الإنجليزية
{i} opportunist

Tom is quite opportunistic, isn't he? - Tom oldukça fırsatçı, değil mi?

Tom's a money-grubbing opportunist. - Tom paragöz bir fırsatçı.

timeserving
timeserver
temporizing
pusher
temporizer
profiteer
opportunist, pusher
corrupt
fırsat
opportunity

He made the best of the opportunity. - O, fırsatı en iyi şekilde değerlendirdi.

He took advantage of the opportunity to visit the museum. - O,müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.

fırsat
occasion

It's not a happy occasion. - Bu mutlu bir fırsat değil.

If there is a suitable occasion, I'll introduce you to him. - Uygun bir fırsat varsa, sizi onunla tanıştıracağım.

fırsat
chance

He made the most of the chance. - O, fırsatını iyi kullandı.

Take it easy. I can assure you that chances are in your favor. - Sakin olun. Ben fırsatların sizin lehinize olduğunu size temin ederim.

fırsat
opening

New opportunities are opening up to you. - Yeni fırsatlar sana açılıyor.

fırsat
break

This is my big break. - Bu benim büyük fırsatım.

We caught a big break. - Büyük bir fırsat yakaladık.

fırsat
opportunity, chance, occasion
fırsat
{i} show

Last night provided a good opportunity to see a meteor shower. - Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı.

This is a big opportunity for you to show what you can do. - Ne yapabileceğini göstermen için bu büyük bir fırsat.

fırsat
room
fırsat
facility
fırsat
scope
fırsat
opportunity to
fırsat
(deyim) a bite at the cherry
fırsat
turn
fırsat
field
fırsat
opportunity (occasion)
التركية - التركية
Fırsatları iyi değerlendiren, fırsat kollayan kimse
Fırsatları iyi değerlendiren, fırsat kollayan
FIRSAT
(Osmanlı Dönemi) Bak: Fursat
Fırsat
(Osmanlı Dönemi) NÜHZE
Fırsat
(Osmanlı Dönemi) VÜS'
Fırsat
(Osmanlı Dönemi) VESİLE
Fırsat
(Osmanlı Dönemi) MECAL
Fırsat
(Osmanlı Dönemi) HULSE
Fırsat
(Osmanlı Dönemi) VAKT
Fırsat
okazyon
fırsat
Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile
fırsat
Uygun zaman, uygun durum veya şart, vesile: "İnsan, dedim, kendine bir ad takmak fırsatını bin yılda bir ele geçiremez."- M. Ş. Esendal
fırsatçı
المفضلات