extremely large

listen to the pronunciation of extremely large
الإنجليزية - التركية
çok büyük
enormous
{s} muazzam

Sıradan insanlar muazzam bir güce sahip. - Ordinary people possess enormous power.

Bu ufacık gelişmenin yanında suç işlenmesindeki muazzam artış, muhakkak göz önünde bulundurulmalıdır. - This slight improvement has to be set against an enormous increase in crime.

enormous
kocaman

Onun kocaman parmakları vardır. - He has enormous fingers.

Kocaman bir evde yalnız yaşıyor. - She lives alone in a house of enormous dimensions.

enormous
çok iri
enormous
devasa
enormous
{s} dağ gibi (Argo)
enormous
hudutsuz
enormous
hayvani
enormous
çok geniş
enormous
fil gibi
enormous
koskoca
enormous
çok büyük

O, çok büyük bir evde yaşar. - He lives in an enormous house.

Bir fil çok büyük bir hayvandır. - An elephant is an enormous animal.

enormous
iri

Filler iri bir hayvandır. - An elephant is an enormous animal.

Kuzenlerim arasında, bilirsiniz, en iri göğüsleri olan bir kız var. - Among my cousins, you know, there's a girl with the most enormous breasts.

enormous
(sıfat) büyük, azman, kocaman, koskocaman, dağ gibi, muazzam
enormous
{s} koskocaman
enormous
{s} büyük

Yeni bina çok büyüktür. - The new building is enormous.

Esperanto kesinlikle çok büyük bir zaman kaybı! - Esperanto is surely an enormous waste of time!

enormous
enormouslyaşırı derecede
enormous
aşırı

Aşırı derecede eğlendim, inan bana. - I enjoyed myself enormously, believe me.

الإنجليزية - الإنجليزية
enormous
hugemungous
extremely large

    الواصلة

    ex·treme·ly large

    التركية النطق

    îkstrimli lärc

    النطق

    /əkˈstrēmlē ˈlärʤ/ /ɪkˈstriːmliː ˈlɑːrʤ/
المفضلات