extraordinary; exceptional

listen to the pronunciation of extraordinary; exceptional
الإنجليزية - التركية

تعريف extraordinary; exceptional في الإنجليزية التركية القاموس.

exempt
{f} muaf tutmak
exempt
hariç
exempt
yükümlü olmayan
exempt
(Ticaret) gümrük vergisinden muaf

Bu mallar gümrük vergisinden muaftır. - These articles are all exempt from duty.

exempt
hariç tutulmuş
exempt
hariç tutmak
exempt
{f} muaf tut

Seni katılmaktan muaf tutacağız. - We will exempt you from attending.

Onu fazla mesai yapmaktan muaf tuttum. - I exempted her from working overtime.

exempt
{s} muaf

Mahkeme, Müslüman öğrencilerin yüzme derslerinden muaf olamayacağına karar verdi. - The court ruled that Muslim schoolgirls could not be exempted from swimming lessons.

500.000 yenlik bir kişisel vergi muafiyetin var. - You have a personal tax exemption of 500,000 yen.

exempt
bağışıklık
exempt
istisna etme
exempt
istisna etmek
exempt
mükellef olmayan kimse
exempt
{s} özgür
exempt
muaf olan kimse
exempt
{f} çürüğe çıkarmak
exempt
{s} serbest
exempt
ayrı tutma
الإنجليزية - الإنجليزية
exempt
extraordinary; exceptional
المفضلات